Dünya her geçen yıl daha kalabalık bir nüfusa doğru ilerlerken özellikle metropol olarak nitelendirilen şehirlerdeki nüfus yoğunluğu, kent dinamiklerini bir hayli etkiliyor. Nüfusun yoğun olduğu şehirlerde ön plana çıkan problemlerden biri de ulaşımın daha yoğun hale gelmesi ve ulaşım araçlarının yakıt tüketiminin artması. Bugün, ülkemizdeki dünya metropolü İstanbul’da trafiğe çıkan motorlu taşıt sayısı oldukça fazla. Bunu göz önünde bulundurunca yakıt tüketiminin ne kadar yüksek seviyelere çıktığını ve bu tüketimin çevreye karşı olumsuz etkilerini tahmin etmek mümkün. Bir örnekle açıklamak gerekirse, araçlar her bir litrelik benzin tüketimi ile havaya 2,35 gram miktarında karbon salınımı gerçekleştiriyor. Bu tüketimin çevreye zararı hem toplumsal sağlık açısından hem de kentlerin ve gezegenin geleceği açısından son derece büyük. Nüfusun artışı ile birlikte teknoloji de geliştikçe ortaya çıkan yeni nesil metotlarla çözüm arayışları da sürüyor. Bu anlamda ön plana çıkan iki önemli ve birbiriyle ilişkili kavram var: Mikrobilite ve İnovasyon. Günümüzde trafiğe çıkan araçlardaki etkisi gözle görülür biçimde artmaya devam eden mikrobilite, dünyadaki gelişmiş ülkelerin geleceğe yönelik öngördükleri “sıfır karbon ayak izi” hedefini destekliyor. Böylelikle araç sahipleri için çevreci ve işlevsel bir alternatif sunuyor.
Mikromobilite Nedir?
Son yıllarda trafikteki görünürlüğü artan, saatte yaklaşık 25 kilometre hıza sahip küçük ve hafif araçlar, mikrobilite nedir sorusunun yanıtıdır. Motorlu taşıtların yüksek yakıt tüketimi ve çevreye karşı tahribatı ile kıyaslanınca da çevreci ve temiz ulaşım yöntemleri olarak ön plana çıkıyorlar. Mikrobilite araçlarına elektrikli scooter, bisiklet ve kaykay gibi örnekler vermek mümkündür. Mikrobilite araçlar, genel olarak saatlik 20 km hıza sahip olsalar da bazı modellerde saatlik hız seviyesinin 40 kilometre seviyelerini aşması mümkün.
Mikrobilite araçlar, genel olarak son on yılda son derece yaygın hale geldi. Ancak bu, mikrobilite araçların yeni bir alışkanlık olduğu anlamına gelmiyor. Tarihe bakıldığında bisikletlerin ulaşım amaçlı kullanılması oldukça eskilere dayanırken, 70’li yıllarda bisikletlerin istasyon bazlı olarak kullanımı başladı. 2000’lerden sonra akıllı telefonların işlevlerinin ve teknolojik altyapılarının genişlemesi, mikrobilite araçların paylaşımlı olarak kullanılmasını kolaylaştırdı. Son birkaç yılda ise elektrikli motorla çalışan e-scooter araçları, mikrobilite araç olarak kentlerde bir hayli yaygınlaştı.
Mikrobilite araçları, veri toplamak için IoT sensörlerinden yararlanırken bu verileri hizmet kalitesini geliştirmek için kullanıyor. Mikrobilite araçların yaygınlaşması ve gelişmesi, kentlerdeki trafiği olumsuz etkileyen birtakım faktörlerin etkilerini azaltır. Örneğin, mikrobilite araçlar trafik sıkışıklığını azaltırken trafikten kaynaklanan emisyonu ve çevre kirliliğini de azaltmaya yardımcı oluyor.
İnovasyon Nedir?
Teknolojik gelişmelerin ve dijitalleşmenin sürekli gelişimi, pek çok alanda rekabet ortamını daha zorlu hale getiriyor. Bu anlamda bilimsel çalışmalardan teknolojik yatırımlara, ticari faaliyetlerden iletişime kadar pek çok alanda çağı yakalamak önemli bir ihtiyaç. İnovasyon, herhangi bir kuruluşun üretim veya hizmet alanında iş modelini geliştirmesi demektir. Tabii ki bu tanımı ifade eden gelişimler, sürekliliğe sahip olmak ve çağdaş dinamiklere göre uygulanmak durumunda. İnovasyon, bir diğer deyişle teknolojik gelişmeler, dijital dönüşüm etkisiyle ortaya çıkan yeni trendlerin ürün ve hizmetlere eş zamanlı olarak yansıtılması anlamına geliyor. İnovasyon, bir ürün ya da hizmetin değerini sürdürülebilir kılmak için son derece önemlidir. Her zaman talep gören, başarılı olan ve müşterilerinin bağlılığını kazanan kuruluşların en önemli sırlarından biri inovasyondur. İnovasyonu oluşturan dinamikler, işletmelerin sunduğu hizmetlere göre belirlenir. Ancak, genel olarak inovasyonu; ürün/hizmet inovasyonu, iş modeli inovasyonu, süreç inovasyonu ve örgütsel inovasyon gibi dört temel ayak üzerinde konumlandırabiliriz. Mikromobilite araçların üretimi ve hizmetinde de inovasyonun oldukça önemli bir rolü bulunuyor.
Mikromobilite ve İnovasyon İlişkisi
Mikromobilite, yeni nesil bir ulaşım modeli olarak çağdaş koşullara uygun olarak teknolojik gelişmelerden ve dijital dönüşümden etkilenir. Bu anlamda mikromobiliteyi inovasyonla ilişkilendirmek mümkün. Mikromobilite araçların üretimi ve bu araçların kentlerde kullanımı için sunulan hizmetler, trendlere uygun olarak gelişmiş ve işlevsel hale getirilmelidir. Günümüzde mikromobilite araçları; işlevsellik, çevre dostu kullanım deneyimi, düşük maliyet ve paylaşılabilirlik gibi pek çok faktörle ön plana çıkıyor. Bundan dolayı mikromobilite araç alanında hizmet sunan kuruluşlara da bu araçların gelişimi konusunda büyük sorumluluklar düşüyor. Dolayısıyla gelecekte mikromobilite araçlarının kalitesinin geliştirilmesinde ve yaygınlaştırılmasında yarar var. Özellikle teknolojik gelişmelerden yoğun olarak etkilenen ve her geçen gün daha da kalabalık hale gelen metropollerde çözüm odaklı bir ulaşım alternatifi arayışı bulunuyor. Bu durum göz önünde bulundurularak genç kullanıcılar için mikromobilite araçlarını ulaşılabilir kılmak ancak inovasyon anlayışını geliştirmekle mümkün.
Mikromobilitenin Geleceği
Dünya nüfusu yükselmeye devam ediyor. Nüfus arttıkça nüfus artış hızı da yükseliyor. Bu koşullarda özellikle metropollerde yapılaşma ve trafiğin yarattığı sorunlar, geleceğe yönelik çözüm ihtiyaçlarını öncelikli kılıyor. Mikromobilite, günümüzde bir tercih olabilir, fakat geleceğe yönelik olarak değerlendirildiğinde bir zorunluluk niteliğini taşıyor. Daha büyük nüfus, daha fazla araç ihtiyacı ve trafik yoğunluğu anlamına geliyor. Mikromobilite araçlar ise küçük boyutlu, düşük maliyetli ve paylaşılabilir araçlar olarak şehir içi ulaşımda insanların her anlamda daha tasarruflu olmak için yönelebileceği en önemli alternatifler olmaya devam ediyor. Mikromobilite, tarihsel olarak incelendiğinde henüz yeni bir alışkanlık gibi görünüyor. Ancak, mikromobilite araçların önümüzdeki yıllarda daha yaygın hale gelmesi bir hayli muhtemel. Zira, teknolojik altyapısı ve düşük maliyetli kullanım deneyimi sayesinde mikromobilitenin özellikle genç kuşaklar arasında geniş kitlelere yayılması beklenen gelişmeler arasında.